7 Aralık 2008 Pazar

1970 Yılı Anısı:Prof.Dr.Michael G. Kaloyanides, Etnik Müzik Uzmanı

** Prof.Dr.Michael G. Kaloyanides 1970 yılının yaz ayında etnik müzik çalışması için Sivrialan'a gelmiştir.Musa Tokmak kendisini bularak e-maik yoluyla kısa bir röportaj yapmıştır. Musa Tokmak'a o yıllarda çektiği resimleri gönderme sözü vermiştir. Aynı zamanda plakta olan Sivrialan halkının türkülerini bir cd'ye aktarıp yakın zamanda web sitesinde yayınlanması için "Sivrialan.com" yönetimine iletecektir. Bu röportajdan ve kendisinin hatırlanmasından büyük memnuniyet duymuştur.- Bay Kaloyanides mesleğiniz nedir ve nerelisiniz ?Ben Amerika Birleşik Devletleri New Haven, Connecticut kentindeki New Haven universitesinde 31 yıldır müzik profersörlüğü yapmaktayım. Bu zamanın büyük bir kısmı Görsel Sanatlar ve Performans bölümünde bölümde bölüm başkanı olarak görev aldım. Ben dünyadan müzik sesleri ve kayıt teknoloji dersleri veriyorum. Türklerin, Yunanlıların ve Ermenilerin yoğun olarak yaşadığı Amerikadaki Boston, Massachusett kentinde doğdum ve orada büyüdüm. Büyürken bu insanların müzikleri ile iç içe oldum.
-Bay Kaloyanides Sivrialan'a ne zaman geldiniz ve ne kadar süreliğine orada kaldınız?Connecticut kentindeki Wesleyan Üniversitesinde 1970 yılında öğrenciydim. Wesleyan üniversitesi dünyadaki yerel müzik araştırmaları ile ünlüydü. Yani Etnik müzik alanında ün salmıştı. 1970 yılı yazında ben, diğer öğrenciler ve bir profesör Orta Anadoluda'ya yerel müzik araştırması yapmak için seçilmiştik. İlk olarak Ankara'daki Prof. Dr. Gültekin Oransayı'nın yanına gittik. Sonra ben arkadaşım Chris Meleney ile Sivas'a oradan da Sivrialan'a geçtik. Biz ilk olarak doğruca köy muhtarının yanına gittik Türk Devleti'nden müzik araştırması için aldığımız belgeleri gösterdik. Muhtar bizi çok sıcak karşıladı ve köy okulunun yanındaki lojmanı bize kalmamız için ayarladı ve köyden bir kadını da bize yemek pişirmesi için tuttu. Kaldığımız yer şimdi çalışıyor mu bilmiyorum Şarkışla yoluna giden okulun yanındaki çeşmenin yanındaydı. Biz Sivrialan'da müzik kayıtları yapmak için yaz mevsiminde iki ay kaldık.
-Hayat şartları köy halkı için nasıldı ? Bir yabancı olarak özellikle sizlere?Hatırladığım en güçlü anım köyün ne kadar temiz havasının ve rahat verici bir havası olduğu ve güzel bir köy olduğudur. Ve ne kadar basit bir hayat yaşadıklarıydı. O zamanlar tabiki evlerde çeşme, elektirik, televizyon ve cep telefonu yoktu. Sadece arabası olan Almanya'da çalışmış kişiler ve ev ziyaretinde bulunan Almancı kişilerdi. Biz at ve eşek üstünde bir yerden bir yere gidiyorduk. Sadece haftada bir defa gelen kamyonla Şarkışla gitmek dışında. Ben Şarkışla'ya bir kaç defa ihtiyaç malzemesi almaya ve de hamam için gittim. Köylüler tabiki çok çalışan çiftçi ve hayvan besleyen kişilerdi. Böylece Sivrialan'da hayat çok basitti ama çok yaşamak için çok çalışmayı gerektiriyordu.
-Köylülerin size davranışı nasıldı ? O günlerden aklınızda kalan isimler varmı ? Kim veya kimler sizin yakın arkadaşlarınızdı ?Sivrialan halkı bana karşı çok nazik ve arkadaş canlısıydılar. Onlar bize yabancıdan çok misafir gibi davrandılar. Bir Yunan kökenli Amerikalı olarak bana nasıl davranacakları konusunda ilk başlarda endişem vardı. Benim büyükannem Yunanistan'daki Girit adasında Thrace köyünde uzun yıllar Türklerle beraber yaşamıştı. Bir gerçek olarak, benim Yunanistan'daki atalarından biri 1800'lerden önce çoçuğu olmayan bir komşu Türk'e çoçuğunu evlatlık olarak vermişti. Ve tabiki Sivrialan halkı bana çok sıcak davrandılar.Ben köyde bir Türkçe isim kendime verdim.Mahmut ismi ismim olan Michael'ı andırıyordu. Soyad olarakta Kahvecioğlu'nu seçtim. Michael G. Kaloyanides olan ismimi köyde Mahmut Kahvecioğlu olarak kullandım. Gerçekten ailem kahve ticareti ile uğraşmışlardı.
Okul yanında evi olan okul öğretmeni bize karşı çok nazikti ve sürekli olarak bizi izliyordu. Hüseyin Tufan adında çok iyi bir genç sürekli bize yardımcı olarak zaman geçiyordu. O şimdi ne yapıyordur acaba, merak ettim. Köyde türkü söyleyen kişiler bizlere yardımcı oldular, çok istekliydiler ve kayıt esnasında çok başarılı oldular. Ben Aşık Veysel'i ve Aşık Hıdır Güç'ün seslerini kaydettim. Hatın Hız adında bir kadını hatırlıyorum ki bize uzun havalar konusunda yardımcı oldu. Bir çoban olan Ali Can'ın düdük adlı oyununu hala hatırlıyorum. Bir gün Zehra Bozkurt, Fadik Bulun, Yeter Başboğa ve Hüseyin Tufan adlı kişilerin ekinin harmanı esnasında bir harmanda söyledikleri türküleri kaydettim. Haydar Tutuş ve Derviş Gülseven adlı kişiler de bana mevlüt söylediler. Hatın Hız and Zehra Bozkurt da bana hem ninni hem de ağıt söylediler. Ben de onları kaydettim. İki düğünde de zurna ve davulun seslerini kaydettim. Tüm seslerini kaydettiğim kişiler ilk defa bir kayıt cihazı görüyorlardı. Kayıt esnasında çok istekle çalışıyorlardı. Daha sonra kaydedilen sesleri dinlerlerken çok seviniyorlardı.
-Sizinle beraber köyde başka yabancılar varmıydı?Benimle beraber köyde sadece arkadaşım ve aynı zamanda aynı okulda öğrenci olan Chris Meleney vardı. Hocamız Dieter Christensen arasıra köyde bizleri ziyarete gelirdi.
-O günden kalma unutumadığınız bir anınız varmı?Çok güzel anılarım oldu Sivrialan'da. Köydeki köy düğünlerini unutamıyorum. Etli bulgur pilavının, domatesin, taze yumurtanın ve de yufkanın tadını hala unutamıyorum. Hala temiz havası ve sade bir yaşamın sürdüğü Sivrialan'ı düşünüyorum. Unutamadığım bir şey de Aşık Veysel'in bana söz verip bana bağlamayı çalmasını çok kısa bir sürede öğretmesidir. Sivas'tan aldığım bağlama ile onun parçalarını çalabiliyorum. Örneğin "Uzun İnce Bir Yoldayım" parçasını çok rahat bir şekilde çalabiliyorum.
-Sivrialan köyünün web sitesi olan (www.sivrialan.com) adlı web sitesini ziyaret ettiniz mi? Evet ise resimlere bakıp Sivrialan'ın nasıl değiştiği konusunda ne söyleyebilirsiniz?Evet ziyaret ettim. Fotoğraflardan köyü, manzarayı ve dağları 37 yıl geçmesine karşın hatırladım. İzlediğim videolardan hala bazı evleri hatırlayabiliyorum. Sivrialan'ın fotoğraflarını ve videolarını görmek beni gerçekten çok etkiledi beni 37 yıl öncesine götürdü. Web sayfasını ziyaret edince şok oldum. Birden geçmiş gözümde canlandı. Köydeki evler şimdi daha konforlu ve büyük gözüküyor.
-Sivrialan halkına son olarak ne demek istersiniz?37 yıldır görmediğim Sivrialan halkına bana destek verdikleri, çok arkadaş canlısı ve cömert oldukları için sonsuz teşekkür ederim. Umarım bir gün yolum tekrar Sivrialan'a düşer. Tüm Sivrialan halkına selam ve segilerimle.Musa Tokmak size de çok teşekkür ederim. Benimle temasa geçip, beni unutamadığım Sivrialan'a 37 yıl sonra tekrar götürdüğünüz için. Sizden ilk maili alınca ve telefonla görüşünce ne kadar sevindim bilemezsiniz. Web sayfanız konusunda da başarılarınızın devamını dilerim.

Hiç yorum yok: