7 Aralık 2008 Pazar

SİVRİALAN'IN TARİHİ

Antik Çağda Yerleşim:


Sivrialan köyünün arkeolojik ilk verileri M.Ö. 5500 yılına kadar dayanmaktadır.Sivas bölgesinde ilk arkeolojik çalışmalar 1927-28 yılları arasında Arkeolog Von Der OSTEN tarafından seramik parçaları(1) toplanarak yapılmıştır.Ve bu çalışmalar daha ileriki yıllarda devam etmekle birlikte günümüzde düzenli olarak sivrialan'da dahil olmak üzere bilimsel çalışmalar halen yapılmaktadır. Bu çalışmalar tamamen arkeolojik yüzey araştırmaları bazında olup henüz Sivrialan coğrafyası üzerinde yeterli finansman kaynak olmadığından geniş çaplı bir kazı araştırması yapılmamıştır. “
Bu çalışmalardan elde edilen verilere göre sivrialanın tarihi Kalkolitik çağına(Bakır Taş Çağı) kadar dayanmaktadır.Bu tarih MÖ. 5500 yılına kadar gitmektedir. Yani günümüzden 7000 yıl öncesinde bugün “Kale” diye anılan Sivrialan’ın 500 m güney kesiminde yer alan bölgede ilk yerleşimler mevcuttu.Yapılan araştırmalar bu Kale bölgesindeki ilk yerleşim alanının, yüzeyden 3 m aşağısında ve yaklaşık olarak 60 m çapında bir alanı kapsamaktadır(2). Kale diye adlandırılan bu bölgenin her iki tarafında da su kaynağının olması yaniiki yönde akan farklı iki derenin olması (Beserek dağının eteklerinden doğan ve Sivrialan’ın yanında bulunan Değirmen deresi ve Aypınar diye anılan Sivrialan’ın güney-batı tarafındaki yolunun üstündeki ormanlık alandan doğan dere) o zamanki koşullara göre yerleşim alanı olarak Kale bölgesinin seçilmesine sebep olmuştur. Ancak o devirlerde bu derelerin yatak seviyeleri bu kadar derinde değildi ve yerleşimin olduğu alandan yükselti olarak daha düşük seviyede değildiler.Yıllar içerisinde bu dereler yataklarını mevsimsellik akarsu debilerinin değişmesiyle dahada derinleştirerek Kale bölgesindeki yerleşim alanından daha alt seviyelere indiler. Kale bölgesinin ilk yerleşim alanı olarak seçilmesindeki önemli diğer bir etkende Kalkolitik dönemd , bu yerleşim yüzey alanının yüksek bir sevide olması (1830 m civarında) ve diğer tüm alanların ormanlarla kaplı olasından kaynaklanmaktadır. Ancak bu yerleşim alanın büyük çapta bir yerleşim alanı olduğu söylenemez. Sivrialan’a yakın yerleşim alanlarındaki kalkolitik çağa ait verilere bir bakalım .
Sivrialan’a komşu “Emlek yöresi” köyleri arasında kalkolitik çağa ait yerleşim alanları şunlardır:
Sivrialan’ ın kuzeyindeki İsliyurt yani Mesçit köyünün güneyindeki bölgedeki alan. Derenin batı kesimi.Erenyurt köyünün kuzey kesimindeki tepede bir yerleşim alanı.Ortaköy , Karaala tarafındaki derenin batı kesiminde 8 hektarlık bir alan ve Tekke(Mezar yanı) 2 hektarlık bir alan, Büyük Keriz mevkinde 8 hektarlık bir alan.
Ancak bir noktaya dikkat çekmek gerek verilen bu alanlar incelendiği zaman özellikle derenin (Değirmen deresi) batı kesimde yerleşim alanlarının daha fazla olduğu görülmektedir ve hep tepeler seçilmiştir.Bunu sebebi bir ihtimalle savunmaya yöneliktir ve diğer bir sebepte güney yerleşim alanlarının güneşi ilk görme özelliğinin batı terası yerleşim alanlarına nazaran daha iyi olması sebebiyledir.
Sivrialan’ın günümüzdeki yerleşim alanının da bir Kalkolitik veya daha öncesi ve sonrası bir yerleşim alanına sahip olduğu ancak o zamanki sellerden dolayı var olması düşünülen yerleşim alanlarının sel sularının taşıdığı bol alivyonlarla kaplandığıdır.Sivrialan’da çeşitli zamanlarda köy içi inşaatlar sebebiyle toprağın derin kazılmasıyla çıkarılan seramik parçalarının sırsız, boyasız ve toprak renginde olmas , büyük ihtimalle Sivrialan’ın günümüz yerleşim alanın olduğu bölgede de bir Kalkolitik yerleşim olabileceğini göstermektedir
Sivrialan’da ilk yeleşim zamanı olan Kalkolitik çağın en önemli özelliği kısaca şöyledir:(3)
Adını taşın yanısıra bakır kullanımından da alan Kalkolitik Çağ, kültür tarihinde ilk ön kent kültürlerinin başladığı dönem olarak bilinir. Yeni veriler, madenin ilk işlenmesinin Neolitik Çağ'ın Çanak Çömleksiz evresinde başladığını ortaya koymuşsa da, kullanımının çeşitlenmesi ve yaygınlaşması bu dönemde gerçekleşmiştir. MÖ yaklaşık 5.000-3.000 yılları arasına tarihlenen Kalkolitik Çağ, İlk, Orta ve Son olmak üzere üç aşamada incelenir. Gelişkin tarım ve hayvancılık, insanın sosyal yapısındaki değişimleri giderek çabuklaştırmıştır. Yöneticiler, din adamları, çeşitli zanaatçılar gibi farklı grupların yanısıra anıtsal mimari, savunma ve sulama sistemleri, uzak mesafe ticareti ile lüks/prestij maddelerinin ticareti gelişmiştir. Bu gelişim sonucu, Anadolu'da, söz konusu çağ yerleşme yerlerinin sayısının 852'ye ulaştığı görülür. Önemli merkezler arasında, batıdan doğuya, Bakla Tepe (İzmir), Liman Tepe (İzmir), Hacılar (Burdur), Beycesultan (Denizli), İkiztepe (Samsun), Alişar (Yozgat), Domuztepe (Adana), Yumuktepe (İçel) Arslantepe (Malatya), Değirmentepe (Malatya), Girikihaciyan (Diyarbakır) sayılabilir.
Sivrialan’ın arkeolojik zaman çizelgesi Kalkolitik çağla başlamakla birlikte Bizans dönemine kadar devam eden bir kronolojik devri vardır ama bu çizelge Kalkolitik başta Bizans sondadır. Aradaki Tunç ,Demir (Hititlilerin zamanı), Helenistik, Roma dönemlerine ait veriler ve ip uçları henüz bulunamamıştır. Kale bölgesinin ilk yerleşim alanı olduğunu bahsetmiştik. Ancak Arkeolog A.Tuba ÖKSE’ nin (4) Sivrialan Kale bölgesinde yaptığı çalışmalarda bu bölgenin Bizans dönemine ait seramik parçalarınıda toplamıştır.Yani görülüyorki Kale denilen bölge M.S. 1000 yıllarına kadar hep bir yerleşim alanı olagelmiştir.Kale bölgesindeki Kalkolitik çagla başlıyıp Bizans dönemine kadar devam eden süreçlerde Tunç, Demir, Hellenistik, Roma döneminin olmayışının kabul edilmemesi biraz mantık dışıdır.Çünkü Emlek yöresi (Sivrialan da dahil olmak üzere çevredeki 20 yakın köy) köylerinin arkeolojik verilerine baktığımızda bu bölgelerde çok yoğun olarak Hellenistik, Roma ve Bizans yerleşimini görmekteyiz. Ancak Sivrialan bölgesinde bu çağa verilerin gözlenememesi ya büyük ihtimalle yeterince seramik analizi yapılamadı veya eski çağlarda çok şiddetli soğuklar vardı ve insanlar daha güneye Kızılırmak havzasına göç ettiler.Ancak burada da bir çelişki vardır.Çünkü 1876 m yükseltisiyle Emlek yöresinin en yüksek yerleşim alanı olan ve Sivrialan’ın kuzeyinde yer alan Mescit köyünün güneyinde yer alan İsliyurt bölgesindeki derenin batı yakasında olan tepelik alan Kalkolitik zamanla başlayıp, Demirçağ ve Roma dönemine ait yerleşime sahiptir. Ve bu bölge daha soğuk bir bölgedir.O halde Sivrialan bölgesinde en azından bir Hellenisitk ve Roma dönemine ait bir yerleşim en azından yine Kale bölgesinde mevcuttu.
Çevre köylere tekrar baktığımızda:
Emlek Hüyük köyünde Erken Tunç çağı, Orta Tunç Çağı, Demir Çağı, Roma yerleşimini güneyindeki derenin batı kesimindeki plato üstünde görmekteyiz. Hüyük köyünün batı tepe yamacındaki alanın aynı zamanda Roma-Bizans dönemine ait bir yerleşim olduğunu ve Horasan harçlı ve kesme taş bloklar kullanılarak hazırlanmış 10 hektarlık bir antik yerleşim olduğu bulunmuştur.Ortaköy yakınlarında yine Hüyük köyüne ait arazide yine Hellenistik-Roma yerleşim alanı vardır. Ortaköy tamamen bir antik yerleşim alanına sahiptir. Hemen hemen tüm Arkeolojik zamanları kapsayan yerleşim alanına sahiptir.Kala bölgesinde Hellenistik-Roma-Bizans dönemi yerleşim alanları,Tekke bölgesinde Tunç, Demir, Hellenisik-Roma-Bizans ve kuzey kesimde sadece Bizans :Kaplan deresi bölgesinde Hellenisitk-Roma, yine aynı bölgede Roma dönemine ait Kaya Mezarı ,Şarkışla yolu üstünde bir Tümülüs ve Büyük Keriz Mevkisinde Hellenisitik-Roma-Bizans dönemi yerleşim alanı vardır.
Bundan dolayı çevre köylerde bu kadar yoğun özellikle Hellenisitk-Roma yerleşim alanına sahipken ,Sivrialan’da bu tip yerleşim alanlarının olmaması biraz garip kaçar.Yine
köy inşaat alanındaki kazılarda tesadüfen ortaya çıkarıla , Sivrialan günümüz yerleşim alanındaki bölgede, su kanalları,Roma yerleşiminin Sivrialan’da aslında olabileceğini göstermektedir.
Ve aynı zamanda yine bu zamanlarda tesadüfen çıkarılan büyük küpler içerisindeki insan iskeletleri Frigya dönemine işaret etmektedir. Sivrialan büyük ihtimalle Frigya döneminde yine ufak bir yerleşim alanı idi. Buda Demirçağına işaret etmektedir.
Sonuç olarak şunu diyebiliriz. Sivrialan Kalkolitik zamandan günümüze kadar bir yerleşim alanı olarak süregelmiştir.Yani günümüz Sivrialan arazisinde her zaman bir yerleşme mevcuttu. Ancak bu yerleşmeler büyük çapta değildi. Daha çok küçük çapta idi. Bunun en önemli sebebi iklim koşullarıydı. Sivriala’ ın çevresindeki bölgede en önemli yerleşim Ortaköy tarafında toplanmıştı.Sivrialan köyü arazisinde bir kaç tane Kalkolitik çağa ait tümülüs vardır. Ancak bunlar henüz bilmisel olarak yayınlanmadığından şimdi burada belirtemeyeceğim

Osmanlı Döneminde Yerleşim:

Bizans dönemine kadar sakin bir yerleşim alanı olagelmiş Sivrialan, Anadolu Selçuklu imparatorluğu döneminde de bir yerleşim alanı olarak varlığını sürdürmüştür.Ancak bu devirde büyük ihtimalle Türk kökenli halk değilde ,Gayrimüslüm diye tabir edilen (Ermeni veya Rum(?) kökenli halk vardı).Anadolu Selçuklu imparatorluğunun Anadoluyu ele geçirmesiyle Sivrialan ve Sivrialan’ın çevresindeki köylerinde veya yakınında Bizans imparatorluğunun son kalıntıları olan Ermeni veya Rum kökenli halk Türk kökenli insanların buralara gelmesiyle ve varlıklarını günden güne artırmaları sonucunda mevcut olan yerleşim alanlarını kimi zaman terk etmek zorunda kalmışlardır. Türk kökenli insanların Emlek yöresine gelmesiyle bu halkın yerleşim alanları daha kapalı bir alanda toplanmıştır.Bu Ermeni kökenli insanlar Bizans döneminin ve onun bir nebze devamı olan batı karadenizi ve Kızılırmak havzasını içerisine alan Patnos-Rum imparatorluğunun bir devamı olan halkdı. Sivrialan’ın kuzey-batı tarafındaki meşelik denilen ormanlık alan “Erikli” diye anılır ve diğer bir adı da” Başına Yayladır” bu bölgede yerleşime ait olduğu düşünülen veya ilk görünüm itibariyle bir yerleşim alanının geçmişte var olduğunu düşündürecek izler mevcuttur.veya ilk görünüm itibariyle bir yerleşim alanının geçmişte var olduğunu düşündürecek izler mevcuttur.Yaptığım Osmanlı dönemi arşiv araştırmalarımda aşağıdaki sonuçları buldum.Tapu tahrir kayıtlarında Emlek bölgesinde Başınayayla- Erkeklü bölgesinde bir köyden bahseder.1500 öncesi kurulmuş olan bu köy isim kayıtlarını henüz okumadım.Ama bu köyün bir Ermeni köyü olduğunu şu şekilde düşünebiliriz.Osmanlı arşivlerinde (5) Emlek bölgesinin ilk yerleşiminin 1500 yılına kadar veya bir yüz yıl öncesine kadar gittiğini araştırmalarım sonucunda buldum.1530 yılı kayıtlarında Emlek bölgesinde sadece Mescitlü köyü( şimdiki adı Mescit), Bey (Şimdiki adı Beyyurdu) ve Orta ( şimdiki adı Ortaköy) mevcuttu.Bunlar Türkmen köyleriydi.Yani Sivrialan’ın Erikli bölgesinde bir Ermeni yerleşimden söz edebiliriz.
Anadolu Türkmenlerinden olan Sivrialan halkı çeşitli tarihler arasında çeşitli sebepler dolayı Sivrialan’a göç etmişlerdir.En erken Türkmen yerleşimi yaklaşık olarak 1600-1700 lere dayanmaktadır.Özellikle 2.Mahmut ve Yavuz Sultan Selimin Alevi kökenli Türkmenlere yaptığı baskılarla çeşitli yerlerden kaçan halk Emlek bölgesindeki yerleşim alanına toplanmışlardı.Bunlardan bir tanesi de Sivrialan’dı. Şuanda Sivrialan köyünün orta tarafında daha çok batı tarafındaki dere kısmına yakın bir alanda Anadolu’dan ilk göçen halk yerleşime başlamışlardır.O zaman yoğun olan orman dokusu kendilerini gelebilecek Osmanlı baskılarından korumuşdur.Ancak arazi yapısının yerterli olmaması sebebiyle yerleşim daha çok doğu tarafına kaymıştır.
Ancak çevredeki Ermeni nüfüsun yoğun olması sebebiyle aralarında çok çeşitli şekillerde kavgalar olmuştur.Ermeni nüfusun yoğun olarak Türkler tarafından sıkıştırılması ve yerleşim alanlarının daraltılması sebebiyle ve Osmanlı baskılarından kaçan Türkmenlerinde bu yerleşim alanlarına nüfus etmesi sebebiyle iki halk ararlında ortak kaderi paylaşmalrına rağmen çekişmeler çıkmıştır.Özellikle 1900 yıllar arasında Ermeni guruplarla zaman zaman silahlı kavgalara varan çete savaşı denilebilecek kavgalar çıkmıştır.
1900 yıllarda yoğun olarak bir açlık söz konusu idi.Sivrialan köyünün ekonomik yapısı ilken tarımcılığa dayanıyordu.İlkel bir şekilde kara sabanla tarlalar sürülüyor ve orak çekiçle ekinler biçiliyor ve düven denen altı taşlı öküzlerin çektiği bu aletle ekin sapları saman haline getiriliyordu.Tabi tamamen beden gücüne dayanan bu çalışma şekli insanları bıktırıyor ve zaman zaman ekin zamanı bir ay köye gelmedikleri oluyor ve tarlada yatıyorlardı.Alım gücü olmayan insanların tek çaresi çok ama çok çalışmaktı.Hayvancılık inek, koyun, keçi olarak yapılıyordu ki keçi varlığının çok olması bir nebze orman faunası için çok tehlikeli olmuş ve ormanın tüm bölgelere yayılmasını engellemiştir.Özellikle Sivrialan’ın güneyindeki “Aşagıöz” tarafında yoğun olarak bostancılık yapılıyordu.1960 yıllara kadar bir meyve ağacı bile bulunmayan Sivrialan köyü halkı için bu durum ancak tamamen kapalı bir çevrede yaşadıkları ile açıklanabilir.
1920 lere kadar Sivrialanın tüm kuzey-doğu,kuzey,kuzey-batı tarafı yoğun olarak ormanla kaplı idi. Sivrialan Osmanlı döneminde çok çeşitli zamanlardaki savaşlarda halkını yitirmiştir.Yemende ve Balkan savaşları bunlara bir örnektir.Fatma adında Sivrialan’da doğmuş yerel bir halk ozanın Yemen'e gittiği,yerel halk ozanlarını araştıran bilim adamları tarafından söylenmektedir.

Cumhuriyet Döneminde Sivrialan:

Tamamen kapalı bir çevre içerisinde yaşayan Sivrialan halkı özellikle 1960 lı yıllarda çeşitli sebeblerle göç vermiştir.Mevsimsel iş olarak Adana’da ve Mersin’de çalışmaya başlamışlardır ki genel olarak Turunçgiller (portakal, limon, vb.) bahçelerinde bekçi veya bahçıvan olarak çalışmışlardır.Bahar aylarında Sivrialan’a dönen erkek nüfus genellikle yazlık işlerini haletlikten sonra tekrar çalıştıkları yerlere yaya olarak veya trenle dönüyorlardı.Yaya olarak Mersine gidiş yaklaşık bir-iki hafta arası sürüyordu.
1960 lı yıllarda Sivrialan Almanya’ya ilk göçünü vermiş ve bu göç 1980 yıllara dek yoğun bir şekilde sürmüştür.1980’li yıllarda tekrar ekonomik ve köyde okulun olmaması sebebiyle göç Ankara ve Mersin’e yoğun olarak yön değiştirmiştir.Ancak 2000 li yıllarda sakinleşen bu göç hareketliliği yinede iki-üç yılda bir ailenin Ankara’ya göç etmesi sebebiyle varlığını sürdürmüştür.1995 yılı nüfus sayımlarında Sivrialan’da 180 kişi yaşamaktadır.Ancak Ankara, Mersin ve Almanya ve de diğer bazı Avrupa ülkelerindeki Sivrialan kökenli nüfusa baktığımızda yaklaşık olarak 2000 geçkin bir nüfus olduğunu söyleyebiliriz.Üçüncü Türk kuşağı barındıran Almanya’daki Sivrialan halkı yoğun olarak Köln Gummersbach’da toplanmıştır.Çoğu halk burada Alman vatandaşı haline gelmiştir.


Dip notlar ve Literatür Kaynakları:

(0)ODTU Arkeometri Yüksek Lisans öğrencisi(Arkeometri=Arkeoloji+Fizik+Kimya)
(1)Küp Kırığı
(2)A.Tuba ÖKSE,Hacettepe Üniversitesi,Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü ögretim üyesi,1999 yılında sivrialan gelmiş ve bu verileri elde etmiştir.
(3)T.C. Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü,18.Araştırma Sempozyumu Toplantısı,2.Cilt sayfa 89.
--T.C. Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü,12..Araştırma Sempozyumu Toplantısı, sayfa 317.
--T.C. Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü,11.Araştırma Sempozyumu Toplantısı,sayfa 243.
--T.C. Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü,19.Araştırma Sempozyumu Toplantısı,2.Cilt sayfa 229.
--T.C. Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü,7.Araştırma Sempozyumu Toplantısı, sayfa 467.
--T.C. Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü,18.Araştırma Sempozyumu Toplantısı,2.Cilt sayfa 89.
--http://www.tayproject.org
--Durbin,G.E.S.,"iron age pottery from the Provinces of Tokat and Sivas",Anatolian studies 21,1971,sayfa 99-124

Hiç yorum yok: